Bölüm 1: Gereksinimleri Toplamak: EARS'tan Önceki Adım
[Seviye: Temel]
Hiçbir harika özellik, bir mühendisin tek başına karanlık bir odada oturmasıyla ortaya çıkmaz. Tarihin en ilginç icatları bile, genellikle çok basit ve insani bir ihtiyaçtan doğar. Örneğin, bugün hepimizin kullandığı webcam’in icadı, tamamen bir kahve demliği yüzündendir.
Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, laboratuvarın diğer ucundaki kahve demliğinin dolu olup olmadığını görmek için sürekli olarak masalarından kalkıp uzun bir koridoru yürümekten bıkmışlardı. Çoğu zaman vardıklarında demliği boş buluyorlardı. Bu küçük ama can sıkıcı sorun, dünyanın ilk webcam’ini yarattı. İşte o gün, tembel bir mühendisin kahve keyfi için kurduğu o basit, komik düzenek, bir bayrak yarışı başlattı. Sonra birileri, “Madem bu kamera kampüsteki bir demliği gösterebiliyor, neden dünyadaki herhangi bir şeyi göstermesin?” diye düşündü ve o basit ‘web kamerasını’ icat etti. Ardından başka birileri, “Bu harika, ama neden kocaman bir kutu olarak masamızda dursun ki? Neden cebimize sığmasın?” diye sordu ve Android gibi işletim sistemleriyle o kameraları akıllı telefonlarımızın içine yerleştirdi. Hikaye burada da bitmedi. Başka birileri de, “Artık herkesin cebinde bir kamera var. Neden onlarla sadece fotoğraf çekelim ki? Neden birbirimizle yüz yüze konuşmayalım?” dedi ve WhatsApp gibi uygulamalarla, dünyanın öbür ucundaki sevdiklerimizle görüntülü konuşmaya başladık. Ve en sonunda, o kahve demliğini gözetleyen o minik kameranın torunları o kadar gelişti ki, bugün siz bu satırları okurken, belki de derslerinizi bile onlarla yapıyorsunuz.
Ancak bazen ilham, basit bir sorundan çok daha derinden gelir; bir endişeden, bir sevgiden, bir özlemden… Ve bazen de ilham, kişisel bir ihtiyacın çok daha ötesine geçer; bir topluma, bir ülkeye karşı duyulan sorumluluktan doğar.
- Bebeğinin sütünü tam doğru sıcaklıkta hazırlamak isteyen bir annenin endişesi, akıllı bir biberon termometresinin doğuşuna yol açabilir.
- Uzakta yaşayan ve yaşlı babasının güvende olup olmadığını bilmek isteyen bir evladın huzur arayışı, bir acil durum bilekliğinin geliştirilme nedenidir.
- Aradığı kişiyi bulmakta zorlanan bir gencin yalnızlığı, yeni bir tanışma uygulamasının başlangıcı olabilir.
- Ve vatanını seven bir mühendisin, cephedeki bir askerin hayatını tehlikeye atabilecek en küçük bir riski bile ortadan kaldırma arzusu, onu daha güvenli bir haberleşme sistemi veya daha akıllı bir savunma teknolojisi tasarlamaya itebilir. Bu mühendis için işini mükemmel ve “savaşta test edilmiş” (battle-tested) bir kalitede yapmak, vatan sevgisinin en somut ifadesidir.
İşte bu anlar; bir annenin şefkati, bir evladın sevgisi, bir gencin umudu ve bir mühendisin vatanına olan bağlılığı… Bunlar, gereksinimlerin gerçek hammaddesidir. Hayatın tam da içindedirler:
- Boş bir kahve demliğine yapılan o nafile yolculuk,
- Telefondaki bir müşterinin sitemi,
- Bir beyin fırtınası sırasındaki bir ekip arkadaşının hayali,
- Yöneticinizin koyduğu bir hedef,
- Ve bir vatanseverin ülkesini koruma ideali…
Tüm bu sitemler, hayaller, hedefler, endişeler, sevgiler ve idealler, bizim için en değerli hammaddelerdir. Bir sonraki bölümde, bu dağınık ama paha biçilmez hammaddeleri alıp EARS ile nasıl herkesin anlayacağı, net ve işlenebilir gereksinimlere dönüştüreceğimizi göreceğiz.
Bu Bölümden Akılda Kalanlar
- Gereksinimler, soyut fikirler değil, gerçek insanların yaşadığı gerçek problemlerin ve ihtiyaçların bir yansımasıdır.
- En yenilikçi çözümler bile genellikle çok basit, insani bir motivasyondan doğar.
- EARS metodolojisini kullanmadan önce, bu “hammaddeleri” - yani ihtiyaçları ve sorunları - doğru bir şekilde anlamak esastır.
Sıra Sizde! (Düşünce Egzersizi)
Günlük hayatta kullandığınız bir teknolojik aleti (örneğin akıllı telefonunuz, mikrodalga fırın, bir mobil uygulama) düşünün. Bu aletin en sevdiğiniz özelliğinin arkasında yatan temel insani ihtiyacın veya çözdüğü basit sorunun ne olabileceğini hayal edin.